ALMANYA-HOLLANDA BAYRAKLARI

Hepinize merhabalar arkadaslarim... Son zamanlarda biraz kosusturmacali günler geciriyoruz... Bu yüzden istemeden blogumu ihmal ettigimin farkindayim... Bu kosusturmaca bir süre daha devam edecek gibi görünüyor... Hafta sonuna girmeden önce sizlerle, kizimin isyeri icin yaptigim Bayrak Pastalari paylasmak istedim...

Bir Reklam Sirketi olan Kris Kras`in, Alman ve Hollanda`li müsterileri icin verecegi kokteylde ikram edilmek üzere tasarlanmis (tasari tamamen sirket yönetimine aittir) pastalarin iclerini, sevgili Müge`nin yogurtlu-kakaolu pandispanya tarifini 10 yumurtaya uyarlayarak, her pasta 24x15cm. ebadinda olacak sekilde, 3 kat olarak hazirladim ve ara katlarina, visne taneli-cikolatali ganaj ve bol cikolata parcalari dösedim, son olarak da disini marzipan hamuruyla kapladim. Bu benim marzipanla ilk calismam.... Dogal olarak hazir marztipan hamuru kullandim... Canim arkadasim Sevim`in yönlendirmesiyle Backfieber`e verdigim siparis üzerine, iki gün gibi kisa bir sürede hamurlar Köln`den kapima geldi... Calismasi oldukca rahatti fakat seker hamuru gibi esnek olmadigindan köseleri istedigim gibi yapamadim ama tadi (bu tamamen benim fikrim) seker hamurundan cok daha lezzetli...

Sonuc olarak, Kris Kras, pastalarimi hem görsellik, hem de lezzet acisindan cok begendigini bildirdi. Sen sag, ben selamet, bunu da yüzümüzüm akiyla atlattik cok sükür....

Darisi daha nice pastalara insallah.... (Bayiliyorummmmm pasta yapmayaaaa!!!!!)


Saygi ve sevgilerimle, hepinize saglikli, mutlu ve huzurlu bir hafta sonu diliyorum....

Visneli Cheesecake

Canim arkadaslarim, gecenin bu gec vaktinde yayinladigim, az kalorili ama cok lezzetli cheesecake`imle, hepinize bu tatlidan daha tatli rüyalar diliyorum....

Hemen tarife geciyor ve diyorum ki; bu tarifimi Narince-Necla arkadasimin "Jöleli Tatlilar" etkinligine yolluyorum.

6 adet tartformu icin;
2 yumurta
50 gr. yumusamis tereyag
100 gr. toz seker
1 paket vanilya
250 gr. Magerquark (yagsiz süzmeyogurt)
200 gr. Frischkäse (Philadelphia-Düsük kalorili)
1 paket vanilyali puding
bir fiske kabartma tozu

Ayrica,
Bir kavanoz visne
1 yemek kasigi nisasta
2 yemek kasigi toz seker

Öncelikle yumurtalarimizin sari ve beyazlarini ayiralim. Beyazlari iyice cirpalim, ayri bir yerde tereyagini cirpip, sirasiyla (cirpmaya hep devam ederek) icerisine yumurta sarilarini, sekeri, vanilyayi yogurdu ve peyniri atalim. Son olarak kabartma tozu ile birlikte toz pudingi de katip, yumurta beyazlarini ekleyelim, söyle bir kez daha karistirdiktan sonra, güzelce yagladigimiz tart kaliplarina paylastiralim ve önceden 170 dereceye isittigimiz firinimizda 30 dakika pisirelim...

Soguyan tartlarimizin üzerine, Visne, 250 ml. visne suyu ve nisasta ile hazirladigimiz jölemizi yerlestirip(ben, jöleyi önce genisce bir tabakta iyice soguttum, sonra tekrar hafifce karistirarak bir kasik yardimiyla tartlarin üzerine yerlestirdim) , hindistancevizi ile süsleyelim...

Sonuc; gercekten hem hafif, hem de son derece lezzetli cheesecakelerimiz oldu.... Bu tarifi, yine bir Alman dergisinden aldim. Bir porsiyonun 360 kalori oldugunu yaziyordu... Cok mu sizce???

Sevgilerimle,

Armutlu Pasta

Hafta sonu, Hamburg`ta yasayan bir tanidigimizi ziyarete gittik... Ve ben de, biraz da acele ile bu armutlu pastayi hazirladim onlara... "Armutlar nerede?" demeyin.... Armut, pastanin arasinda, püre seklinde yatiyor... Simdiye kadar yaptigim en hafif ve aromatik pasta oldu diyebilirim. Fakat dedimya acele ile armutlarin hepsini ara katta ve suyu icin kullanip, dekor icin ayirmayi unutmusum. Bu yüzden, milföy hamuru ile hazirladigim kelebekleri pastanin üzerinde kullandim... Onlar da ayri bir tat ve renk verdiler pastama...

Pastanin pandispanyasi, daha önce yaptigim Kestaneli Pasta`mdaki pandispanyanin aynisi... Tarifi burada.

Armutlu püre tarifi ise söyle;

4 Armut (yumusak-sulu olmali)

250 ml. armut suyu (kendim kati meyve sikacagi ile hazirladim)

1 paket hazir vanilyali puding

2 yemek kasigi toz seker

2 yemek kasigi limon suyu

Pudingi 4-5 yemek kasigi armut suyu ile incelttim ve geri kalan diger armut suyunu bir tencereye aldim, üzerine limon suyunu ve sekeri ekleyip, kaynamaya baslayinca incelttigim pudingi kattim, katilasinca icerisine, kabuklarini soyup, kücük kücük dogradigim armutlari ekledim ve ocagin altini kapattim... Armutlu pudingimiz iyice soguyunca bir catal yardimiyla püre haline getirdim.

Diger tarafta 400 ml. sivi kremayi, 2 paket krema sertlestirici ve 2 yemek kasigi pudra sekeri ile cirpip buzdolabina kaldirdim...

Pandispanyayi ikiye ayirip, birinci kati biraz soguk sütle islattiktan sonra hazirladigim, iyice sogmus olan armutlu püreyi yaydim ve hemen üzerine krem santinin 1/3`ünü ekledim. Ikinci kati yerlestirdikten sonra tüm pastayi geri kalan santi ile kapatip, fotograftaki sekilde dekore ettim...

Armutlu Pasta`mi, etkinlik icin Lezizce arkadasima yolluyorum...

Sevgilerimle, güzel bir hafta diliyorum....

CIKOLATALI (FLORENTIN) KURABIYELER

FLORENTIN ne demek? Kelime anlamini ben bilmiyorum, nette bir seyler yaziyor ama... Tarifini Jennifer Donovan`in Schokolade Kitabi`ndan aldigim bu "bana göre" son derece lezzetli tatlara ben "kurabiye" dedim.... Degil mi ya, güzel Türkce`miz varken, ne gerek var anlamini tam bilemedigimiz isimlere!.. Aslinda tam kurabiye de degil, cünkü un yok icinde... Ama istediginiz tüm kuru meyvelerle ve yemislerle yapabilme imkaniniz var... Mutlaka denemenizi öneririm...

Bu tarifimi de; TUZ-BIBER Dergisi`nin "Kurabiyeler"etkinligine gönderiyorum..

20 adet kurabiye icin;

50 gr. Tereyag

3 yemek kasigi Toz seker

2 tatli kasigi Bal

50 gr. File Badem veya Findik (ben findik kullandim)

50 gr. Yaban Mersini kurusu (Cranberry)

50 gr. Kuru Üzüm

150 gr. Aci (Bitter) Cikolata

Tereyagi-bal-seker kücük bir tencerede karistirilarak iyice eritilir. Sonra icerisine cikolata haric diger malzemeler katilir, söyle bir karistirildiktan sonra, iki kasik yardimiyla kagit yayilmis firin tepsisine en az 6-7 cm. araliklarla dizilir, ve önceden isitilmis 200 derecelik firinda 6-8 dakika tutulur... Pisme esnasinda iyice yayiliyor ve firindan ciktiginda ele alinamayacak kadar civik bir halde oluyor, hic dokunmayin, en az bir saat sogusun... Iyice soguduktan sonra sertlesen kurabiyeler yavasca kagitlarindan ayrilip, benmari usulü erittigimiz cikolatalar arka yüzlerine sürülür ve bir catal yardimi ile dalgalar yapilir. Daha sonra cikolatalarin iyice donmasi icin buzdolabina kaldirilir ve eger misafire ikram edilmeyecekse, gidip gelip yenilir.... Ben yarisini götürdüm bile....

Mmmmm...

Sevgilerimle,

BAHAR KURABIYELERI

Bugün gönlüm senlendi.... Bugün günes burada da yüzünü gösterdi... Bugün canim oglum, bana bir buket cicekle geldi... Nedensiz, sebepsiz yere, icinden gelerek, harcligindan bana cicek almis okuldan gelirken, öyle duygulandim ki anlatamam arkadaslarim.... Bu coskuyla "hadi" dedim, madem bahar geldi, madem heryer ciceklendi... Biz de KELEBEK`leri ucuralim.... Hemen girdik mutfaga... Bu kelebekleri hazirladik beraberce....

Tarif; bir Alman (Bild der Frau) dergisinden... Yalniz ben asagida verecegim ölcülerin yarisini yaptim... Bize yetecek sanirim...

200 gr. Un

70 gr. Pudra Sekeri

1 paket Vanilya

1 yumurta sarisi

1 cay kasigi limon kabugu rendesi

1 tutam tuz

150 gr. soguk Tereyag

100 gr. Badem unu (yerine findik veya ceviz unu da kullanabilirsiniz)

Ve en önemlisi yüreginizdeki tüm SEVGI...

Unumuzu yogurma kabimiza eledikten sonra, bütün malzemeleri icine katarak, hepbirlikte güzelce yoguralim ve bir folyoya sararak 3 saat kadar buzdolabinda bekletelim. Daha sonra istedigimiz sekilde kaliplarla keserek, önceden isitilmis 180 derecelik firinimizda 10-12 dakika pisirelim... Soguduktan sonra da afiyetle yiyelim...

Bu tarifimi; TUZ-BIBER Dergisi`nin bu ayki "Kurabiyeler"etkinligine gönderiyorum..

Saygi ve sevgilerimle,

DAVET SOFRAM

Gecen cuma aksami davet ettigimiz, esimin is arkadaslari olan Alman aile icin hazirladigim sofrayi sizlerle de paylasmak istedim. Bu aile daha önce hicbir Türk Ailesine yemege gitmemis. Bu yüzden elimden geldigince memnun olacaklari bir menü hazirlamaya calistim, onlarla ilgili önceden yapmis oldugum kücük arastirmada, eti fazla sevmediklerini ögrendim, bu yüzden de sebzeye agirlik verdim... Menüde; Yogurt Corbasi-Izmir Köfte (veya Tepsi Köftesi)-Zeytinyagli Lahana ve Yaprak Sarma-Brokoli (Bahar) Salatasi-Patlican Kizartma(Saksuka)-Kisir-Turp Salatasi-Ev yapimi Pide ve Ekmek-Visneli-Jöleli Pasta-Revani-Cezerye vardi...

Yogurt Corbasi

Izmir Köfte(Tepsi Köftesi)
Bu fotograf firina girmeden önce
Zeytinyagli Lahana ve Yaprak Sarma

Brokoli (Bahar) Salatasi
Patlican Kizartma

Kisir

Pidelerim

Tam Bugday unundan ev yapimi Ekmek

Daha önceden hazirlayip buzluga attigim Carsaf Böregim

Revanim

Visneli-Jöleli Pasta

Cezerye

Tatlilari, ihlamur esliginde servis ettim... Buna bayildilar... Ihlamur ile henüz tanismamislardi.... Son olarak Türk Kahvesi ile geceyi kapattik...

Sonuc ne mi? Söylenecek tüm sözcükler sofrada tüketilmisti... Tatlilardan sonra ise yüzlerinde kelimelere dökülemeyecek cok hos ifadeler olustu... Yani sonuc, onlara göre cok basariliydi... Ama ben, biliyorum ki daha cok eksigim var.... Ne demistik, "Bilmemek ayip degil, ögrenmemek ayip".... Eeee ben de yavas yavas daha profesyonel sofralar hazirlamayi ögrenecegim insallah.... Tek eksigim misafir.... Haydi hepinizi bekliyorum soframa....

Saygi ve sevgilerimle,

Revani (Yengemin tarifiyle)

Canim arkadaslarim, biliyorum, benden cuma aksamki soframin görüntülerini bekliyorsunuz ama önce müsaadenizle yarin sona erecek olan "BIR DILIM LEZZETLER" etkinligi icin Sevgili Alev arkadasima bu "YENGEM REVANISI" tarifimi yollamak istiyorum...

Neden mi "YENGEM" var, Revaninin basinda.... Cünkü ben daha önce pasta yapmaktan, dogru, dürüst serbetli tatli yapmaya firsat bulamadim, gecenlerde, canim yengem bana mail ile bu revaninin tarifini atmis ve ben de firsat bu firsattir deyip , hemen denedim.... Sonuc, esime ve misafirlerime göre cooook basariliydi...

Tarife gecmeden, bir kez daha "Tesekkürler Yengem,,,, sagol, varolll"... diyorum...

5 çay bardağı un
4 yumurta
2 çay bardağı toz şeker
1,5 çay bardağı irmik
1 paket kabartma tozu
2 paket vanilya
1 su bardağı ceviz (hafif kirilmis)

2 çay bardağı yoğurt
1 su bardağı oda sıc.su

Şerbet için
3,5 su bardağı toz şeker
3,5 su bardağı su
Dörtte bir limon

Öncelikle şerbetimizi hazırlıyoruz.soğumaya bırakıyoruz.

Yumurtaları, vanilya ve şekeri iyice çırpıyoruz. Ayrı yerde, un ve kabartma tozunu karıştırıyoruz. Yoğurdu ve irmiği yumurtalı karışıma ilave edip iyice cirpiyoruz. Unumuzu da ilave ettikten sonra, cevizini karıştırıyoruz. Yağladığımız orta büyüklükteki tepsiye, şeker serpiştirip, (ben kare borcam kullandım) karışımı tepsiye döküyoruz. Orta dereceli fırında pembeden biraz koyu olana kadar pişiriyoruz. Fırından alınca hemen bir bardak oda sıcaklığındaki suyu üzerine döküyoruz. Arkasından da soğutulmuş şerbeti tepsinin her tarafına döküyoruz. Şerbeti tamamen çektikten sonra, üzerini istediğimiz şekilde süsleyip dilimliyoruz. (Bu arada ben ilk kez Dr.Oetker`in Kaymak Tadinda Krem Santi`sini denedim... Santiyi dondurduktan sonra Kelebek kalibimla kesip dilimlerin üzerine yerlestirdim... )

Hepinize güzel bir pazar günü diliyorum
Sevgilerimle, Afiyetler olsun.

YARATICI BLOGGER ÖDÜLLERIM VE DOSTLUK ÖDÜLÜM

Canlarim, canim arkadaslarim, cok ama cok sevgili dostlarim... Bizler, disaridan bakildiginda, sanal bir ortamda, ortak hobileri hakkinda sohbet eden, fikir alisverisinde bulunan insanlariz... Ama, yine bizler, biliyoruz ki, biz bu kadar degiliz... Biz, öncelikle, günlük yasamimiz dahil, tüm hassas duygularimizi paylastigimiz, belki de bazen özelimizi paylastigimiz DOST`lariz, arkadaslariz... Birimiz üzüldügünde, digerlerimiz de üzülüyor, ayni sekilde sevinclerimizi de beraber yasiyoruz... Birbirimizin yasamina, süper isiklar saciyor, renk katiyoruz... Birbirimizin heyecani olduk... Belki de cogu yönden monoton yasantimiza hareket getirdik... Bu durumda, buraya (bloglarimiza)Sanal Alem denilebilir mi? Bu, bana göre paylasimlarin en kutsali, en saygin olani.... Ben bu duyguyu henüz dört-bes aydir yasiyorum ve diyorum ki "daha önceleri nerelerdeydim?" Ve sunu da cok iyi biliyorum ki, bu yasamda (sanal alem demiyorum) kesinlikle yalniz degilim.... Yasadigim bu ülkenin bircok sehrinde, ve Canim Memleketimin tüm sehirlerinde dostlarim var, canlarim var, Bursa, Konya, Ankara, Istanbul, Antalya, Denizli, Trabzon, Urfa, Gaziantep ve daha bircok yer.... Biliyorum ki buralarda yasayan hangi arkadasimin kapisini calsam, kapilari ardina kadar acilir... Benim icin de hepinizin basimin üzerinde yeriniz var... Su an ne kadar duygulu oldugumu anlatamam, belki biraz uzattim yazimi ama bunlari paylasmak geldi icimden....

Simdi, bu yazimin pesinden, tekrar tüm blogcu arkadaslarima, bilhassa blogumu

YARATICI BLOGGER ÖDÜLÜ`ne layik gören;

Anali Kizli ,

Sihirli Tatlar ,

Zuzunun Kurabiyeleri ,

Pembe Tatlar ,

Tatlilar Gülcandan,

Aysemin Mutfagi,,

Kendimce,

Sengülce arkadaslarima ve

DOSTLUK ÖDÜLÜ`ne layik gören

Umutlu Hayat

arkadasima ayrica tesekkür ediyorum. Kurallar geregi kendim ile ilgili 7 ilginc sey yazip, 7 arkadasimi da ödüllendirmeliyim... Ama isin bu 7 arkadas kismi beni biraz huzursuz ediyor, cünkü yukaridaki yazimda da bahsettigim üzere, benim, kisiliklerini, yayinlarini, bloglarini cok ama cok begendigim o kadar fazla dostum, arkadasim var ki... Nasil secebilirim 7 blog?... Lütfen beni bagislayin, ben bütün bloglari kendi emekleri, kendi cabalari dogrultusunda yaratici buluyorum.... Ve hepinizi cok seviyorum....

Kendim hakkinda 7 ilginc sey;

Ilginc degil ama, kendimi ifade edebilecegim birkac noktaya deginmem gerekirse... Bunlari söyle siralayabilirim;

1-Konusmayi, anlatmayi, dinlemeyi cok seviyorum.. Ama bu memlekete geleli neredeyse 9 yil olmasina ragmen ve devamli evde takilip, Alman`larla pek kontagim olmadigindan hala Almanca kurslarina devam ediyorum ve hala tam anlamiyla konusamiyorum... Isin en ilginci de ögrenmeye hic hevesli olmamam.... (Bir 9 yil daha kursa gitsem, sanirim hala bugünkü gibi konusurum-Bu arada gramatik bilgim, benim diyen bir Alman vatandastan daha iyi)... Bu da beni delirtiyor,,, siz hic, hikayelerle, siirlerle, makalelerle dopdolu bir hayattan gelip, konusamama yasagina carptirilan biriyle tanistiniz mi? Henüz tanismadiysaniz, beni tanimalisiniz,,, Türkce konusabilen bir insan buldum mu öyle bir esir alirim ki, sormayin gitsin... Insallah birgün.... neyse,,,,,

2-Cok maymun istahliyim.... Annem ben kücükken bu huyuma cok kizardi, hergece "yarin sunlari, sunlari yapicam" diye yatar, sabah olunca bambaska islere girisirim... Hos olan da bundan hic sikayetci degilim...

3-Düzeni cok seviyorum... Evimde hersey benim organize ettigim gibi olmali... Yoksa,,,, yoksasi cok fena valla.... "Ya sabir" diye baslarim söze ama sabrimin arkasi maalesef selamet olmuyor cogu zaman... Bu yüzden ses tellerimde biraz asinma var...

4-Cok hassas bir insanim.... Birisinin kalbini istemeden, yanlislikla kirarim diye ödüm kopuyor. Bu yüzden de cok cabuk kiriliyorum.... Istiyorum ki benim gibi, herkes te birbirini sevsin... Herkes herkese esit, adilane davransin... Bunu bulamayinca veya göremeyince kendi kendime küsüyorum, hani "dag daga küsmüs, dagin haberi olmamis" misali... Ama Allahtan cabuk toparlaniyor ve "herkesi oldugu gibi kabul ediyorum" demiyorum, isime bakiyorum...

5-Pasta....Mutfak.... Dizüstü Bilgisayarim... Iste bu ücgen benim en yakin dostlarim.... Pasta yapmak, benim icin meditasyon.... Yemek pisirmek ise keyif... Bilgisayarim da olmazsa olmazim... Hayallerimle, ancak bu üclü sayesinde bulusabiliyorum...

6-Alisverisi hic sevmiyorum... Bir kiyafet satin almak benim icin adeta eziyet.... Carsiya mecbur olmadikca gitmem... Hele kiyafet denemek.... Aman ki aman.... Mecbur kaldigim zamanlarda ise alelacele ne bulursan aliyorum, bir kere giydikten sonra da dolabima bekci yapiyorum... Bir-iki sene onlari koruyup, kolluyor, sonra biryerlere yolluyorummmm...

7-Simdilik bu kadar yeter....

Hepinize Saygi ve Sevgilerimle,

Cezerye

CEZERYE Tarifimi, etkinlik icin Gülayce arkadasima yolluyorum.

Cuma aksami gelecek olan Alman misafirlerim icin, bir-iki gündür hazirlik icerisindeyim... Evime ilk kez geleceklerinden elimden geldigince, hem memleketimi tanitacak, hem de onlarin da damak tadina uygun tarifler deniyorum... Bunlardan biri de tatli cesitleri arasinda ikram edecegim CEZERYE...

Internette yaptigim "orjinal cezerye" arastirmalardan ögrendigime göre, yurdumuzun Güney ve Doğu bölgelerinde çok sevilen ve havuç ile yapılan bu tatlıya, içindeki sebzenin Arapça adı olan "cezer" den ötürü cezerye deniliyormus. Her tür kuruyemisle yapilabilen bu tatliyi ben ceviz ile denedim...

Gerekli malzeme (siz daha az malzeme ile deneyebilirsiniz);

800 gr. havuç
450 gr. toz şeker
250 gr. ceviz içi
200 gr. hindistan cevizi
yeteri kadar su

Havuçları temizledikten sonra, rendemizin en ince tarafi ile bir celik tencereye rendeleyelim, üzerine sekerimizi ve cok az su katip kisik ateste kaynamaya birakalim... Ben, en düsük ayarda yaklasik 2 saat kadar kaynattim... Eger arada suyunun azaldigini görürseniz, azar azar sicak su ekleyin. Havuclar 2 saatin sonunda iyice erimeye baslarlar, o asamada tahta bir kaşıkla karıştırarak, koyulasana kadar, yüksek ateste kaynatalim. Havuclar iyice macunlasinca ocaktan alip cevizleri karistiralim ve hafifce islatilmis tezgahimiza dökelim. Iyice soguyunca, her kesimde islatacaginiz bir bicak yardimiyla sekillendirelim ve icine bolca hindistan cevizi yayilmis tepsiye alalim.. Tek tek kestigimiz herbir dilimi hindistan cevizine bulayip, iyice sertlesmesi icin buzdolabina kaldiralim, en az 24 saat beklettikten sonra servise hazirdir... (Bana göre, orjinal cezeryeden hicbir farki yoktu... Yani denemeye deger diyorum arkadaslar)...

Sevgilerimle, Filiz

PÜRELI-PEYNIRLI POACALAR

Cogu arkadasimin yaptigi gibi, ben de, bazi zamanlarda kalan yemekleri degerlendirmek amaciyla dogaclama denemeler yapmaya devam ediyorum.... Bunlardan lezzetini ve görüntüsünü begendiklerimi yayinliyor, begenmediklerimi ise sessizce tüketiyorum (kimseler görmeden)...

Bu poacalar da denenmesini siddetle tavsiye ettigim tariflerimden biri... Yumusacik ve cok pratik... Hamuru hazirlayip, firina verip, servis yapma süresi toplam; 45 dakika... Yani caniniz poaca mi istedi, 45 dakika sonra simsicak önünüzde... Ahh bir de kalorisiz ama ayni lezzette bir tarif yaratabilsem... Neyse, ne diyordum; bir gece önceki yemekten elimde patates püresi vardi, öncelikli amacim bu püreyi bir sekilde tüketmekti... Söyle kisa sürede yapabilecegim bir tarif düsündügümde aklima bu poacalari yapmak geldi... Aslinda bircok blogcu arkadasimda bu veya buna benzer tarifler var, ama hepimizin malzemelerinde kendimize göre birtakim degisiklikler söz konusu... Benim tarifim söyle;

1,5 su bardagi patates püresi (püreyi, normal olarak, süt ve yag ile hazirlamistim)

200 gr. quark (bir nevi süzme yogurt)

1 cay bardagi sivi yag

130 gr. kati bitkisel margarin (eritilecek)

1 tatli kasigi mahlep

1 tatli kasigi tuz

150 gr.beyaz peynir

2 yumurta(birinin sarisi üzerlerine)

2 yemek kasigi kadar dereotu

aldigi kadar un

Tüm malzemeyi bir güzel karistirip, istedigimiz gibi sekillendirip, önceden isitilmis 170 derecelik firinda 20-25 dakika pisirelim... Afiyetler olsun...

VANILYALI-BADEMLI PUDING

Yine sütlü bir tatli... Ve yine oglumun istedigi oldu... Okuldan eve gelince "pasta mi, puding mi?" diye sordum, cevap her zamanki gibiydi... Puding... Ben de dondurma esliginde servis yapabilecegim bu vanilyali, bademli pudingi hazirladim.

4 porsiyon icin;

4 su bardagi

süt

4 yemek kasigi toz seker

1 adet yumurta

2 tatli kasigi pirinc unu

1 tatli kasigi nisasta

2 paket vanilya

1 paket krema sertlestirici

100 gr.badem unu

200 gr. sivi krema

Badem unu, sivi krema, krema sertlestirici ve vanilyalar haric diger malzemeleri bir tencerede güzelce cirparak karistirdim ve ocaga koydum, isinmaya baslayinca badem ununu da katip, göz göz oluncaya kadar karistirarak pisirdim, ocaktan alip vanilyalari kattim ve arada karistirmak suretiyle sogumaya biraktim. Diger tarafta sivi kremayi, krema sertlestirici ile cirpip, buzdolabina koydum...

Her ikisi de soguyunca, kremayi(dekor icin bir parca ayirabilirsiniz), puding ile güzelce cirpip islatilmis kaliplara bosalltim. En az 3-4 saat buzdolabinda beklettim ve yaninda, vanilyali dondurma ile servis yaptim...

Sevgilerimle,

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

Bugün, dünyadaki bütün kadinlarin, eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu bir yaşam özlemlerini dile getirdikleri gündür. Tüm dünya kadinlarinin, bu anlamlı gününü yürekten kutluyor, mutluluk dolu bir yaşam sürmelerini diliyorum.

Saygi ve sevgilerimle,

Kelebekli Meyve Tabagi

Fazla söze ne hacet.... Daha önceki yorumlarimda bizimkilerin, kek-pasta sevmediklerinden bahsetmistim... Iste tam bu meyva (mango-elma-kivi-üzüm-ahududu) tabagi gibi, onlarca tabak hazirlayip versem ellerine, ohhh onlardan mutlusu yok... Aslinda isim kolay degil mi? Ama hep meyva yenmez ki canim... Bizim pastalari kim yiyecek?...

Sevgilerimle, saglikli, mutlu bir hafta diliyorum....

KEK MI? PASTA MI?

Haftanin bu son gününde, hepinize hayirli cumalar arkadaslarim... Daha önce de sizlerle paylasmistim, biz kücük bir aileyiz ve dogal olarak bilhassa kek-pasta tüketimimiz cok az... Özellikle oglum ve esim pastaya pek egilimli degil... Bense, bulursam, hic affetmem yerim, ama özel olarak kalkip sirf kendim icin yapmam...

Dün, aklima, istersek kek gibi, istersek de pasta gibi yiyebilecegimiz, bu tarifi yapmak geldi... Nereden mi buldum? Tamamen dogaclama... Yalniz bu sefer büyük bir kek veya pasta yapmak yerine cok az ölcülerle kücücük kekler yapip, krema ile birlestirmeden, yani pasta sekline getirmeden ama pastada olmasi gereken hersey ile birlikte servis yapip, aynen meyvali bir pasta yerken aldigimiz lezzeti yakalamaya calistim... Sonuc cok basariliydi, hatta o kadar ki, bu sefer de "neden baska yapmadin anne" yakinmalari basladi....

Öncelikle ise, kücücük kahve fincanlarinda kek yapmakla basladim. Bunun icin asagidaki ölcülerde malzemeleri sirasiyla (önce yumurta-seker, sonra yag-yogurt-krema, son olarak ta elenmis un-kabartma tozu-karbonat) birbirine karistirip, güzelce yaglanip, galeta unu serpilmis fincanlara birer kasik koydum, sonra da evde olan recellerden (ben cilek receli kullandim) bir tatli kasigi koyup, findik, fistik vs. serpistirdim. Son olarak üzerlerine birer kasik daha kek hamurundan koyup, 170 dereceye isitilmis firinimda yarim saat pisirdim. Pisen kekleri fincanlarindan cikararak sogumaya biraktim... (Bu ölcülerle 8 adet kekcigim oldu.)

Kek malzemesi;

1,5 su bardagi un

1 tatli kasigi kabartma tozu

1/2 cay kasigi karbonat

1 yumurta

Yarim su bardagi toz seker

Yarim cay bardagi sivi yag

1 su bardagi yogurt

2 yemek kasigi sivi krema veya süt

Arasina istediginiz herhangi bir recel veya cikolata

Krema malzemesi;

200 gr. sivi krema

200 gr. süzme yogurt (quark)

200 gr. süt
1 yemek kasigi un

2 yemek kasigi toz seker

1 yumurta

2 paket vanilya

2-3 yemek kasigi pudra sekeri

Istediginiz cesit meyvalar

Süt-yumurta-seker ve unu güzelce cirpip, muhallebi seklinde pisirelim. Ocaktan alinca icine bir paket vanilya katip, arasira karistirarak sogumaya birakalim. Diger tarafta kremayi bir paket vanilya ile cirpip katilastiralim ve icine yogurtumuz ile pudra sekerini katalim. Daha sonra sogumus muhallebiyi de katip iyice cirpalim... (Bu arada sekerini kontrol edin, istege göre arttirabilirsiniz). Son olarak isteginiz cesit kücük, kücük kesilmis meyvalari (ben cilek-muz-cekirdeksiz üzüm kattim) icine katarak bir kez daha karistiralim ve ikiye kesilmis minik kekimizi, kremamizin üzerine yerlestirip, diledigimiz sekilde süsleyerek servis yapalim...

Lezzeti inanin ki, normal yas pastadan hic farkli degil... Süper bir tat.. Siddetle denemenizi tavsiye ediyorum...

Sevgilerimle, güzel bir hafta sonu diliyorum....

CICEK (ELMA) KOMPOSTOSU

Herkese günaydinlar diyor ve tarifsiz bir yayin yayip hemen kaciyorum... Neden mi tarifsiz, Kurufasulye ve pilavin tarifini vermeme gerek oldugunu sanmiyorum. Kompostomda ise elmalardan kelebekler ve cicekler var, biraz da kuru üzüm ve 2-3 adet karanfil... Hepimizin yillardir uyguladigi usullerle pisirilen yemekler... Sadece, sizlerle, iki gündür yapmis oldugum yayinlarimda kullandigim kaliplarimi paylasmak istiyorum. Merak eden arkadaslarim icin;

Plastik kaliplar Wilton`un Cicek Modelleme Kaliplarindan birkac parca, Kelebek kalibim ise marketten aldigim bir alüminyum kalip... Ben onlarla daha neler yapacagim sizlere neler.... Ama simdi kursuma gitmeliyim.... Tekrar görüsene kadar hepinize saglikli, mutlu bir gün diliyorum... Sevgilerimle

Bahar Salatasi

"Cok sükür, Ilkbaharin ilk gününe kavustuk, yani BAHAR geldi... Evimize de, nihayet aylardan sonra günes girdi. Bu coskuyla beni tutabilene askolsun... Söyle bir bahar temizligi yapayim derken, aaaa günes yine kayboluverdi... Ee ben de, dogal olarak mutfaga dogru cevirdim rotami, madem bahar geldi, ben de cicekler actirayim bir sekilde derken, brokoliler tencereye atladi, bes dakika tuzlu kaynar suda haslandiktan sonra, bir güzel buz gibi suya giriverdiler, neymis efendim, yemyesil kalmak istiyorlarmis... Onlar soguk sudan cikip kurulanirken ciceklenen havuclar, ayni kaynar suya daliverdiler, on dakika kadar orada oyalandiktan sonra, kelebek patateslere yer actilar... Kelebeklerimiz de kaynar suda söyle bir cirpinip, salata tabagina yayilmis olan brokoli ve cicek havuclarin arasina ucuverdiler... Arkalarindan, ciceklenmis kasar peynirleri ve salamlar da bir kosu tutturup, kendilerine havuclarin üzerlerinde, aralarinda yer buldular... Maynadozlar durur mu? Onlar da bosluklari doldurup hep bir agizdan "sos, sos, sos" diye bagirmaya basladilar,,, Eee elimiz mahkum, biraz da ben alisayim degil mi? Söyle iki dis ezilmis sarimsak-sizma zeytinyagi-limon suyu ve tuz ile güzel bir sos hazirlayip döküverdim yavasca üzerlerine.... Simdi hepsinin istegi yerine gelmis olarak, uslu, uslu aksam sofrasina gelmeyi bekliyorlar...."